15.7.09

20lik dişimi çektirdim!


Sürekli erteliyordum,'sonra çektiririm' diyordum. Eğer biraz daha ertelersem,dişlerimin şeklini bozacakmış ve ağrımaya başlayacakmış. Bunun üzerine karar verdim,randevu aldım ve gittim. Giderken kendimi kesilmeyi bekleyen kurbanlık koyunlar gibi hissettim.
Sağ alttaki dişimin yarısı gömülüymüş,o yüzden operasyonla alınacakmış.(eyvah!) O koltuğa oturduktan sonra dönemeyeceğim için 'tamam' dedim ve profesyonelliğimi korudum. İğne yaptılar diş etime ve uyuşmasını bekledik.3-4 dakika sonra tam uyuşmadı ve ben ordaki diş hekiminin yardımcısına hemen durumu anlattım,tam uyuşmadı dedim,hissediyorum hala dedim. Hiç bir şey yapmadı. Sonra doktor geldi,elinde garip garip aletlerle. Biraz uğraştılar dişimle ve doktor aniden can alıcı şeyi söyledi: 'Çene kemiğine batıyor bu diş...' devamını dinlemedim. Korku beni ele geçirdi ve aklımda milyonlarca fikir uçuştu. Ya kemiği oynatırken çok fazla hareket ederse,ya yüzümün şekli bozulursa vs vs...
Kesici/delici aletlerden biriyle çene kemiğime birşeyler yapmaya başladı ve ben panik halinde hiç bir şey yapamadan öylece duruyordum. Ağzımı hareket ettirmeye bile korkuyordum,o kesici/delici şey yanlış bir yeri keser diye. Birden doktor 'Şimdi dişini biraz sallayacağım,onu hissedebilirsin telaşlanma' dedi. Sıkıyorsa sen telaşlanma,gel ben senin dişini sallayim. Dediğine bak.
Dişi salladı ve çekti,ama ben hiç birşey hissetmedim. Sadece boğazıma kan tadı geliyordu ve ben onu yutamıyordum. 'Nurtopu gibi bir dişin oldu' dedi. Sanki ben onun esprisine gülebilirmişim gibi. Sonra dikmeye başladı açtığı yeri. Aniden tüm yanında çalışanlar bir şeyle meşgul oldular,kimi o çekilen bölgeye bastırmak için pansuman gibi bir şey hazırladı,kimi buz torbası hazırladı,kimi de hala ağzımda biriken kanı ve tükürüğü elektrik süpürgesi benzeri bir şeyle çekmeye devam etti. 'Artık kalkabilirsin' dedi bana. Kalktım. Aynada kendimi gördüm. Ya da kendim sandığım şeyi. Yanağının alt kısmı armut büyüklüğünde,gözleri korkudan ve telaştan dönmüş bir insan figürü.

Dişim de masanın üstünde,oraya ait olmadığını belli eder gibi duruyordu. Hemen işaret yaptım çalışan kızlardan birine,dişi gösterdim,sonra da cebime iki kez vurdum. Neyse ki anladı,dişi temizledi ve peçeteye sarıp bana verdi.

Taksiye bindim eve gitmek için, taksici beni görünce korktu ve yumruk yiyip yemediğimi sordu. =/

Antibiyotik,ağrı kesici ve gargaram oldu. Ayrıca sürekli kanayan dikişli bir yaram. Hala da sıkıntım devam ediyor. 2 günden beri sadece çorba içebiliyorum. Onu da pipetle içebiliyorum. Sanki doğduğumdan beri hiçbir şey yememiş gibi açım. 5 gün sonra dikişlerimi aldırmaya gideceğim... Tabi bu 5 gün açlıktan ölmezsem,dikiş açılıp ipi boğazımı kesmezse,aşırı kan kaybından ölmezsem...

Ugh!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder