29.8.11

Yoğunluk

Bu aralar o kadar yoğunum ve meşgulüm ki, bu cümleyi bile tamamlamayac

22.8.11

Krem Rengi

Krem rengi diye bir renk var. Hepimiz biliyoruz var olduğunu.
Ama hiçbirimiz bilmiyoruz onun hangi krem olduğunu...
Kremden kreme değişmez mi bu renk?
Yoksa 'krem rengi' demek yerine kullandığımız kremin adını mı söylemeliyiz?
Çok karmaşık bir durum değil mi bu ?
Bu konu ile ilgili kitap bile yazabilirim. O derece.

Siyah-Beyaz Şemsiye/Kürklü Kapşonlu Mont

Lacivert keten pantolon giyin.Üzerine de krem rengi bir kazak.
Yetinmeyin,yanına da içi kürklü kapşonlu montunuzu alın.
Ve fotoğraf makinanızı. Yola çıkın. Hava festivalini izlemeye gidin.
Herkes yazlık giyinsin. Hatta bikini/mayolarıyla dolaşanlar da olsun.
Hava da 30 derecenin üstünde olsun. Herkes dondurma yesin.
Siz terleyin. İçi kürklü kapşonlu montunuzu saklamaya çalışın.
Ama bir yandan da hava festivalini izleyin. Tadını çıkarın.
Birbirine bukadaryakınmesafedengeçen uçakları görün.
Birbirine bukadaryakınmesafedengeçen uçakların fotoğraflarını çekin.
Sonra dayanamayıp geri odanıza dönün ve üstünüzü değiştirin.
Bu sefer beyaz keten şortunuzu giyin,üzerine de mavi polo yaka bir tshirt.
Ve tabii ki siyah parmak arası terliğinizi unutmayın.
Tekrardan hava festivalini izlemeye gidin. Bu sefer tadını çıkarın gösterilerin.
Hava festivalinden sonra alışveriş merkezine gidin. 1-2 saat orada oyalanın.
Çıktığınızda hava kararıyor olsun. Ve sıcaklık 20 derece düşmüş olsun.
Yağmur yağmaya başlasın aniden. Şimşekler çaksın.
Etrafızdakilerin üzerinde yağmurluk olduğunu farkedin. Bot giyen insanları da.
Ama bunlar olurken siz parmak arası terliğinizle yürümeye devam edin.
Bir kadın yanınızdan geçerken, siyah-beyaz geometrik desenli şemsiyesi size çarpsın.
Kadın size dönüp 'I'm so sorry' desin.'No problem' diyip başınızı sallayın.
Ama çok sinirlenin. Herkese. Herşeye. Sabahki halinize. Şimdiki halinize.
Islanın. Birazcık ıslanmayın ama,sırılsıklam ıslanın.
Biraz da sinirlenin. Önünüzde yürüyen kadına bakın. Ve onun şemsiyesine.
Herkese,herşeye sinirlenmeye devam edin. Kadına bakmaya devam edin. Ve şemsiyesine.
İşte o anda ani bir rüzgar çıksın ve kadının şemsiyesi rüzgardan kırılsın.
Kadın telaşlansın. Yağmur çok şiddetli olduğu için hemen yandaki apartmana saklansın.
Şemsiyeyi sokağın ortasında bıraksın. Siz de cep telefonunuzla fotoğrafını çekin.
Yağmur biraz azalsın. Odanıza yürüyün. Sıcak bir duş aldıktan sonra yeşil çay için.
İnternete girin. Bugün yaşadıklarınızı blogunuza yazın. Fotoğraf da yükleyin.
Yazının adını 'Siyah-Beyaz Şemsiye/Kürklü Kapşonlu Mont' koyun.
Hava festivalinde çektiğiniz birbirinebukadaryakınmesafedenuçan uçağın fotoğrafı da koyun.
Sonra da yazdığınız yazıyı nasıl bağlayacağınızı düşünün. Bulamayın.
Pat diye kesin yazıyı. Pat diyin kesin.
Pat.

17.8.11

Kurabiye

Hani eskiden insanlar toplayıcılar ve savaşçılar diye ikiye ayrılırmış ya,
ben eğer o dönemlerde yaşasaydım, kesinlikle toplayıcı olurdum!
Bunu bana fark ettiren şöyle bir olay yaşandı bugün;
Bir arkadaşım var, kurabiye yapmış bana kendi elleriyle
Ben zencefilli kurabiye severim,afiyetle yerim diye...
Ama o kadar tatlı bir şekil vermiş ki, yiyemedim. Hemen sakladım onu.
Bana bunu yememi,yenisini yapacağını,o yapacağını saklayabileceğimi söyledi;
Yine de yiyemedim... Yapamadım. Çünkü ben bir toplayıcıydım.
'Bunu dikkatli saklaman lazım, ya kırılırsa' dedi?
'Ben de o zaman kırılmış halini saklarım' dedim.

Foursquare Saçmalığı

'Aman Allahım,kelimelerle anlatılamayacak kadar sosyalim.
Bak dün şurdaydım,bugün de işte burdayım' demeye çalışıyor bu kişiler.
Bu kişiler dediğim, foursquare uygulamasını kullanan kişiler.
Evet, inanması zor ama; öyle insanlar da var. Ve aramızda yaşıyorlar.
Bilmeyenler için hemen yazayım, foursquare bir çeşit işaretleme uygulaması.
Harita üzerinden nerede olduklarını işaretliyorlar ve bunu twitter'da paylaşıyorlar.
Evet. Bu kadar. Şaka gibi değil mi?
Onlara söylemek istediğim birkaç şey var diye bu yazıyı yazıyorum...
Sevgili Foursquare kullanıcıları,sizin ezik olduğunuzu herkes biliyor.
Ve açıkçası, kimse sizin nerde olduğunuzla ilgilenmiyor.
Her saat farklı bir yere gitseniz de bu sizin sosyal olduğunuz anlamına gelmiyor.
Ezik olmadığınız anlamına ise hiç gelmiyor.
O yüzden artık bırakın her gün nereye gittiğinizi bizle paylaşmayı.
Çünkü bu durum, sosyal ağ görgüsüzlüğünde ulaşılabilecek son noktadır.
Nokta.