24.1.10

Pembe Giyinmiş Yalanlar

Kimse kimseyi kandırmasın.
Kimse kendini kandırmasın.
Herkes yalan söyler... İstisnasız herkes.
'Yalan söylemiyorum.' diyen bunu derken bile yalan söyler.
.
Evet,biliyorum her beyazın içinde birazcık siyahın olduğunu;
Ben de farkındayım karın bile bazı yerlerinin çamur olduğunun;
Vanilyalı dondurmanın içinde bile çikolata parçalarının olduğunun...
Hepsinin farkındayım,hepsini biliyorum.
Hatta bunun gösterimi de biliyorum,bir çember,içinde 'S' harfi
'S'nin bir kısmı beyaz,diğer kısmı siyah.
Beyazla boyalı kısımda siyah bir leke var.
Siyahla boyalı kısımda ise yalnızlık çeken beyaz bir nokta...
(Ne demeye çalıştığımı anladınız siz)
Bunun yorumu da şu şekilde;
'Her iyiliğin içinde kötülük,her kötüğün içinde iyilik vardır.'
Yoktur bence.
Bunu bu yüzden yazıyorum işte.
.
Kötülüklerin başında 'yalan' geliyor.
Tümünün kaynağı o.
Tıpkı bir arı kovanındaki kraliçe arı gibi;
Diğer tüm işçi arıları o doğuruyor...
Ve içinde iyilik yok.
Bozuk bir yemeği çok şık bir tabağa koysanız,süsleseniz;
Bozuk olduğu gerçeğini değiştirebilir misiniz?
Hayır.
Demek istediğim,yalanlarda iyilik olamaz.
İyi niyetle söylenmiş olsalar bile.
Pembe kıyafetlerle süslenmiş olsalar bile.
.
Çünkü yalanlar,o pembe kıyafetlerini mutlaka kirletecektir.
Kirlenince de,artık görünen renk 'pembe' olmayacaktır.
'Her kötülüğün içinde iyilik vardır' saçmalığına inanmayın yani.
Özellikle de bunu okuduktan sonra!
(12.02.2005 tarihinde yazdığım yazı bu.
Çekmecemi karıştırırken buldum :)

23.1.10

Sipariş Vermişler (!)

Ozan'la -yakın bir arkadaşımla- bugün Gazipaşa'da buluştum.
Adanalılar bilirler,orda eskiden D&R vardı,şimdi Müzik/Kitap oldu.
Benim çocukluğumun %30'ı orada, %30'u okulda,geriye kalan %40'ı da evde geçmiştir.
Neyse,asıl anlatmak istediğim şeyden uzaklaşmayayım.
Kendi halimizde dergilere,albümlere felan bakıyorduk.
Ozan aniden, en ciddi sesiyle, görevli kadına seslendi;
'Yeni çıkanlarda göremedim,Mehmet Emin'in yeni albümü gelmedi mi?'
Kadın hızlıca yeni çıkan CDlere baktı, sonra bizim yanımıza geldi;
'Yeni albümler için siparişler verildi,haftaya Pazartesi elimizde olur.' dedi.

HAHA!

22.1.10

Başlıksız

O kadar mutluyum ki; ölebilirim.

19.1.10

Kar

3 aşamalı bir süreçtir;
.
-Giriş ; En güzel kısımdır. İstanbul üşümüştür ve üzerine örtü istemiştir.
Beyaz örtüyü üzerine örterken herkes çocuk olur ve gökten yağan oyuncaklarla oynamak ister.
Fotoğraflar çekilir,sıcak çikolatalar içilir,yürüyüşler yapılır ve 'İnşallah tutar' denir.Bu süreç mutluluktur; huzurdur.
.
- Gelişme;Örtü İstanbul'un üzerindedir;artık İstanbul istese de üzerinden atamaz. Her yer donmuştur.İnsanlar bir yerlerde mahsur kalmıştır. Yollar kapanmıştır. Ev keyfi;ev hapsine dönmüştür ve bu süreçte yaşanan en yoğun duygu 'yalnızlık'tır.
.
- Sonuç; Havaların ısınmasıyla İstanbul örtüyü üzerinden atmaya çalışır.İşler artık tatsızlaşmaya başlar. Beyaz yerini kahverengiye bırakır;her yer çamur olur... Bu süreç hiç sevilmez.
^ Aşama 1 de,kendi çektiğim bir fotoğraf =)

14.1.10

Bunu beğendim.

13.1.10

Kaktüs

Kendini sevdirtmiyor.
Diğer bitkiler gibi (!) kendini koklattırmıyor.
En kötü ortamda bile yaşayabiliyor;
Depoladıklarıyla kendi ihtiyacını karşılıyabiliyor;
Yeri geldiğinde iğneliyor.
Farklı bir tarzı var. Bir duruşu var.
Ona çok dokunmamak,ona çok yaklaşmamak lazım.
Onu kendi halinde bırakmak lazım.
Zıtlıkların uyumunu simgeliyor o.
..
.
O, benim kaktüsüm;
tam 8 aydan beri benimle.
Onunla o kadar benziyoruz ki;
O, BENim.

8.1.10

Banksy

Bence son zamanların en orjinal sanatçısı, 'Banksy'
O kim diye sorarsanız,size bir şey söylemem.
Çünkü kim olduğu kimse bilmiyor.
Hakkında bilinen tek şey,İngiltere'de 9 yıldan beri sanatını icra ettiği...
Herhangi bir duvara ya da yolun üzerine 'parmak izi'ni bırakıyor.
Dünyanın en iyi graffitisini yapıyor.
Onun yaptığı graffiti,diğerlerine hiç benzemiyor;
Çünkü o,kara mizah kullanıyor.
Yaptığı her çalışmanın altında bir fikir var; bir protesto var.
Graffitiyi görüntü kirliliği olmaktan kurtarıp,'sanat eseri' haline getiren kişi o.
Basın görür,fotoğrafları çekilir,ünlü olur diye kendi sergisine bile gitmeyen kişi o.
(kendi sergisine gitmemek fikrini bir kenara not almalıyım:)
Yani özetle,Banksy sokakların efsanesi/sokakların sesi.
sadece Londra'da değil,dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir duvarda onun eserlerini görmek mümkün.
Umarım bir sabah uyandığımızda İstanbul'da da bir çalışmasını görürüz.

6.1.10

3

3 renk kullandım.
3 günde tamamladım.
3 kişiyi anlattım.

3.1.10

Ruh Halim

ekmek bulamazlarsa,pasta yesinler.